geremy
Onursal Kurucu
- Kayıt
- 10 Kasım 2009
- Mesaj
- 4.905
HowStuffWorks isimli internet sitesinde yayınlanan habere göre, yeni arabalarla karşılaştırıldığında, klasik otomobillerin motor tasarımları daha basite indirgenmiştir.
Motoru serinletmek için sıvı soğutucu yerine aracın içinden geçen havayı kullanan 1960'lı yılların Volkswagen Beetle'i çok sağlam bir otomobil olarak görülüyor.
Bu katkı olmaksızın, otomobilin sürüşü daha kolay ve daha az problemli. Otomobil ortalama bir insanın tamir etmesi için aşırı derecede kolay. Ancak aynı şeyi modern arabalar için söyleyemeyiz. Tabi ki, 1960'lardaki tüm arabalar da Beetle gibi pratik değildi.
Yine de, genel uzlaşma modern otomobillerin eskiler kadar sık bozulmadığıdır. Amerikan hükümeti 2009 yılında "Cash For Clunkers" ismiyle hurda indirimini duyurduğunda, ekonomiyi canlandırmak ve yollarda Amerikan arabalarının yakıt tasarrufunu geliştirmek için amacıyla bunu yapıyordu.
Fakat sayılar yalan söylemiyor: En fazla yol giden araba 1989 Saab 900SPG, 17 yıl içinde tamire gitmeden 1 milyon 611 bin 573 kilometre yol gitti.
Otomobil bakım maliyetlerinin azalması modern arabaların daha az problemli olmaya başladığını gösteriyor. Örneğin, İngiltere'de bir otomobilin ortalama bakım gideri 1997 ile 2009 yılları arasında yüzde 13 oranında düştü. Bakım maliyetlerindeki bu düşüşün bir nedeni ise modern arabalarda bulunan yol bilgisayarlarıdır.
Modern arabaların avantajları ve dezavantajları:
1970'li yıllarda araba üreticileri araçların fonksiyonlarını kontrol etmek için elektronik donanımlar kullanmaya başladılar.
Bu yeni donanımlar, otomobillerde bulunan sistemlerin karmaşıklığını artırırken, dramatik olarak maliyetleri de artırdı. 1968 model Toyota Corolla yaklaşık bin 700 dolarken, 2009 model ise 15 bin dolar civarında satılıyor. Bu karmaşık sistem, araç performansını, güvenliğini ve yakıt tasarrufunu önemli ölçüde artırırken, aynı zamana otomobillerin bozulma ihtimalini de artırdı.
Araç üstü bilgisayarlar bir şeyler yanlış gittiğinde sorunu daha kolay gideriyorlar. 1980'li yıllardan beri, Otomotiv Mühendisleri Derneği tarafından kurulan ve "Taşıt teşhis sistemi/On-Board Diagnostic system (OBD-II)" olarak bilinen evrensel bir sistem var.
Bu sistemin, 1996 yılından itibaren araçlarda kullanılması zorunlu olmaya başladı. OBD-II sistemine sahip aracınızda bir şeyler yanlış gittiğinde, gösterge panelinizde "Check Engine" ışığı yanar.
Diğer yandan, bir şeyler yanlış gittiğinde tamir masrafı eski arabalardan daha pahalı olabiliyor. Daha karmaşık modern motorlarda, parça sayısını idare etmedeki artan zorluklar çarpma olayında parçanın değişmesini gerektirebiliyor. Bu nedenle de modern arabaların masrafları daha pahalı oluyor.
Modern arabaların eskilerinden daha az problemli olup olmadığı kişisel bir düşünce sorunudur. Ancak çevremiz için daha az problemli oldukları da bir gerçek.
zaman
Motoru serinletmek için sıvı soğutucu yerine aracın içinden geçen havayı kullanan 1960'lı yılların Volkswagen Beetle'i çok sağlam bir otomobil olarak görülüyor.
Bu katkı olmaksızın, otomobilin sürüşü daha kolay ve daha az problemli. Otomobil ortalama bir insanın tamir etmesi için aşırı derecede kolay. Ancak aynı şeyi modern arabalar için söyleyemeyiz. Tabi ki, 1960'lardaki tüm arabalar da Beetle gibi pratik değildi.
Yine de, genel uzlaşma modern otomobillerin eskiler kadar sık bozulmadığıdır. Amerikan hükümeti 2009 yılında "Cash For Clunkers" ismiyle hurda indirimini duyurduğunda, ekonomiyi canlandırmak ve yollarda Amerikan arabalarının yakıt tasarrufunu geliştirmek için amacıyla bunu yapıyordu.
Fakat sayılar yalan söylemiyor: En fazla yol giden araba 1989 Saab 900SPG, 17 yıl içinde tamire gitmeden 1 milyon 611 bin 573 kilometre yol gitti.
Otomobil bakım maliyetlerinin azalması modern arabaların daha az problemli olmaya başladığını gösteriyor. Örneğin, İngiltere'de bir otomobilin ortalama bakım gideri 1997 ile 2009 yılları arasında yüzde 13 oranında düştü. Bakım maliyetlerindeki bu düşüşün bir nedeni ise modern arabalarda bulunan yol bilgisayarlarıdır.
Modern arabaların avantajları ve dezavantajları:
1970'li yıllarda araba üreticileri araçların fonksiyonlarını kontrol etmek için elektronik donanımlar kullanmaya başladılar.
Bu yeni donanımlar, otomobillerde bulunan sistemlerin karmaşıklığını artırırken, dramatik olarak maliyetleri de artırdı. 1968 model Toyota Corolla yaklaşık bin 700 dolarken, 2009 model ise 15 bin dolar civarında satılıyor. Bu karmaşık sistem, araç performansını, güvenliğini ve yakıt tasarrufunu önemli ölçüde artırırken, aynı zamana otomobillerin bozulma ihtimalini de artırdı.
Araç üstü bilgisayarlar bir şeyler yanlış gittiğinde sorunu daha kolay gideriyorlar. 1980'li yıllardan beri, Otomotiv Mühendisleri Derneği tarafından kurulan ve "Taşıt teşhis sistemi/On-Board Diagnostic system (OBD-II)" olarak bilinen evrensel bir sistem var.
Bu sistemin, 1996 yılından itibaren araçlarda kullanılması zorunlu olmaya başladı. OBD-II sistemine sahip aracınızda bir şeyler yanlış gittiğinde, gösterge panelinizde "Check Engine" ışığı yanar.
Diğer yandan, bir şeyler yanlış gittiğinde tamir masrafı eski arabalardan daha pahalı olabiliyor. Daha karmaşık modern motorlarda, parça sayısını idare etmedeki artan zorluklar çarpma olayında parçanın değişmesini gerektirebiliyor. Bu nedenle de modern arabaların masrafları daha pahalı oluyor.
Modern arabaların eskilerinden daha az problemli olup olmadığı kişisel bir düşünce sorunudur. Ancak çevremiz için daha az problemli oldukları da bir gerçek.
zaman