kahramanmaraş

kokplot

Onursal Üye
Kayıt
4 Mart 2010
Mesaj
936
MEMLEKETİME PEK GİTMEDİM AMA ASLINI İNKAR EDEN KÖR OLSUN. TOPRAĞI BURNUMDA KOKUYOR.
buda bizim oralardan şiir yazan bir kardeşimizin dilinden....

LÜGATÇEMİZ

Yemeniye KELİK, yoğurda KATIK,
Bulgur pilavına AŞ derler bizde.
Genç horoza CELFİN, pilice FERİK
Gümese yollarken KIŞŞ derler bizde.

Büyük bakraç SATIR, küçükse SİTİL,
Kerpiç duvardaki hatıl'a KATİL,
Tohumlara BİDER, fidana ÇİTİL,
Büyük leğenlere TEŞ derler bizde.

Mirasçıya HISIM, taksime PAYLAŞ,
Huysuzluğa BEDSİZ, akrana TAYDAŞ,
Hanıma KÜLDÖKEN, metrese OYNAŞ,
Mendil sallamazlar HIŞŞ derler bizde.

Kocamana İRİ, ibriğe GÜGÜM,
DÜNÜR isteyici, İLMEK'se düğüm.
Rüşvete BARTIL der, süre DEYİM,
Rüya alemine DÜŞ derler bizde.

Az önce DEBİYAK, demine BİYAK,
Kurnazlara KODDÜŞ, kibara KIYAK,
Çukur tasa CAGLIK, dağlarda KOYAK,
Yaz bahar eyyaba HOŞ derler bizde.

Vereme İNCEAĞRI, öksürüğe ÇOR,
Merdivene SÜLLÜM, konuşmaya ŞOR,
Meyilliye YÖREP, acemiye TOR,
Bir kısım peynir var KEŞ derler bizde.

Aşık DEYİSETÇİ, buyur ise NE,
Pekiy demek için kısa yoldur HE,
Kenarı oyalı baş örtüsüne,
Bazan BÜRÜK, bazan ŞEŞ derler bizde.

Bir azıcık BİTİ, döven ise GEM,
Kız kardeşe BACIM, ağabey EDEM,
Güzel olmuşsa PEH, ilaçlara EM,
Su veren toprağa LEŞ derler bizde.

İhtimâl ELLEHAM, hatırla TAMAN,
Biberli salçanın lagabı ÇAMAN,
Mintan için YELEK, kilota TUMAN,
Söyledikçe, VASFİ coş derler bizde.


kardeşim Ahmet inde kendi dilinden yörelerimize ait bir parça dinlemenizi tavsiye ederim.

http://www.facebook.com/video/video.php?v=1480006688598
 

kokplot

Onursal Üye
Kayıt
4 Mart 2010
Mesaj
936
kahramanmaras1.jpg
kahramanmaras2.jpg

Kahramanmaras2.jpg
kahramanmaras_gece_fotografi.jpg

kahramanmaras_havuz.jpg

kahramanmaras_kalesi2.jpg
kahramanmara_merkez.jpg

kahramanmaras-gece.jpg

Kahramanmaras_Merkez.jpg

kahramanmaras.jpg

399ne8.jpg
Kahramanmaras_Kalesi.jpg




www.asksehrim.com/134/Kahramanmarassitesinden alıntıdır
 

kokplot

Onursal Üye
Kayıt
4 Mart 2010
Mesaj
936
Kahramanmaraş Döğme Dondurmasının Tarihçesi

Osmanlılar döneminde saraylarda "karsambaç" adı verilen bir yiyecek türü varmış... Bu yiyeceği
yapmak için, dağların pek güneş görmeyen yamaçlarında kuyular açılır ve bu kuyular kış
mevsiminde karla doldurularak saklanırmış. Yazın sıcak günlerinde, süt ve diğer çeşitli meyve
suları bu karla karıştırılarak soğutulurmuş (Bu halen Kahramanmaraş'ta yapılıyor). Daha sonra bu karışıma o sıralarda Halep'ten gelen şekerde eklenmiş. Zaman zaman şekerin dışında pekmez ve balda
katılmış.

Osmanlı saraylarına ve asil konaklarına yabani orkide (sahlep) satan Maraşlı Osman Ağa,
yörede "cinsel gücü artırıcı" olarak bilinen bu içeceğin artanını bir gün saklamak için kara
gömmüş.Ertesi günü baktığında, sahlebin kıvamındaki değişiklik dikkatini çekmiş. Süt, şeker ve
sahlep karışımının yoğunluk kazandığını ve sakız gibi uzadığını görmüş. Bu yeni gıda maddesinin
tadına bakan herkes pek çok sevmiş. Sahlepli karsambaç olarak başlayan bu gelişme üç kuşak
sonra Maraş Dondurması olarak tanınmaya başlamış.Kahramanmaraş'ı çevreleyen Ahırdağı'nın
yamaçlarında özellikle kekik, keven gibi rayihalı otlarla beslenen keçilerin sütünden, birinci kalite
sahlepten üretilen bugünkü Kahramanmaraş Dondurmasındaki en büyük özellik sütün keçi sütü
olmasından kaynaklanıyor. Ahırdağı yamaçlarında beslenen keçilerin sütü önce bir eksper
tarafından kontrol ediliyor. Özellikle sütteki yağ oranının belirli bir yüzdenin altına düşmemesi
gerekiyor. 90 derece sıcaklıkta kaynatılan sütler, mikroorganizmalardan arındırılıyor. Daha sonra
bu süte önce sahlep, ardında şeker katılıyor. İyice karıştırılan bu karışım, 6-8 saat dinlendirdikten
sonra eksi 6 derecede soğutulduktan sonra tüketime sunuluyor.
İçerisinde A B C D ve E grubu vitaminleri ile kalsiyum fosfor, magnezyum, sodyum, potasyum
demir ve çinko gibi minerallerde bulunan Kahramanmaraş dövme dondurmasının 100 gr. sade
dondurmada 135 mg kalsiyum, 115 mg fosfor, 100 mg. sodyum, 160 mg. potasyum, 0,1 mg.
demir, 130 mg. A vitamini, 0,21 mg.E vitamini 0,25 mg. B vitamini ve 0,13 mg. diğer vitaminlerden
olduğu tesbit edilmiştir.
Bugün, Kahramanmaraş dövme ve meyveli dondurma çeşitlerinin, Yaşar Dondurma (Mado), Ferah
Dondurma (Edo) ve Kervan Dondurma (Alpedo) kuruluşları tarafından yurt içi ve yurt dışında
dağıtımı yapılmaktadır.
Kahramanmaraş Dondurması halen A.B.D., Avustralya, Almanya, Birleşik Arap Emirlikleri, Bulgaristan,
Çin, İngiltere, G.Kore, S.Arabistan, Tunus, Yugoslavya, Kıbrıs, Mısır gibi ülkelere Mado ve Edo

Yemekler (Yöre Mutfağı)
Yöremizde kültürel değerlerin bir öğesi de yemek ve tatlılardır. Özellikle yöremizde kış için
tarhana, bulgur, döğme, nişasta hazırlanır. Biber, patlıcan, kabak, bamya ve fasulye gibi yiyecekler
kurutularak saklanır. Kahramanmaraş'ta yaylacılığın olduğu kesimlerde yağ,. peynir ve yoğurt yaz-
kış beslenmenin ana öğeleridir. Genel olarak Et ve döğme, bulgur gibi ürünler beslenmede
önemlidir. Hemen her türlü yemekte kırmızı biber kullanılır.

Geleneksel et yemeklerinin başlıcaları
Saç kavurması, Yahni, Külbastı, İçli Köfte, Et böreği ve Leğen çorbasıdır. Etlilerde baharat
kullanımı yaygındır. Bezdirme, bazlama, yufka, şepit ve bükme yörenin ekmek türleridir.

Yöreye özgü yemekler

Çorbalar
Tirşik Çorbası, Ekşili Çorba, Dövmeli Mercimek Çorbası, Yoğurtlu Dövmeli Çorba, Maraş Paçası.

Lapalar
Pıtpıt Lapası, Bulamaç, Kabak Lapası.

Köfteler
Simit, Kısır, İçli, Sömelek, Suluyağlı, Ekşili, Yoğurtlu, Yavan, ve Eşkili Aya köfteleridir.

Pilav ve Börekler
Maraş pilavı, Döğme aşı, Tavuklu pilav, Peynirli Börek, Çökelekli börek, Bayram çöreğidir.

Tatlılar
Dondurma, Un sucuğu, Pestil Sucuğu, Harmanda baklava, Fıstık ezmesi, Bastık, Pestil,
Çullama, Kırma, İlende, Hapısa, Gün pekmezi ve Ravanda'dır.Kahramanmaraş'ın döğme dondurması, baklavası, fıstığı, kırmızı biberi ülkemizde ve ülke
dışında da İlimizin tanıtımında etken olmuştur.


www.kahramanmaras.gov.tr sitesinden alıntıdır
 

kokplot

Onursal Üye
Kayıt
4 Mart 2010
Mesaj
936
KAHRAMANMARAŞ TARİHİ BİLGİ



Anadolu’da çok eski devirlerde kurulmuş şehirlerden biri olan Maraş, çeşitli târihî hâdiselere sahne olmuştur. M.Ö. 2000 senesinde Batıdan gelen Hititler bu bölgeye hâkim olmuşlardır. Hititli general “Maraj” bugünkü Maraş’ın yakınında kurduğu şehre kendi ismini vermiştir. Maraş bir ara “Gurgun” isimli genç Hitit Devletine başkentlik de yapmıştır. Hititlerin en faal olduğu yerlerden biri olan bu bölgede Hititlere âit çok sayıda eser bulunmuştur.

Eski Babil İmparatorluğunun nüfûzu buraya kadar uzanmıştır.

Asurlular bu bölgeye hâkim olunca, şehre “Markasi” ismini verdiler. Asurluların yerine geçen Yeni Babil İmparatorluğu bu bölgeye hâkim olamadı. Babil İmparatorluğnu ortadan kaldıran Medler, bölgeye girdiler. M.Ö. 6. asırda Medlerin yerine geçen Persler, Anadolu’nun birçok yeri gibi bu şehri de hâkimiyetleri altına aldılar. M.Ö. 4. asırda Makedonya Kralı İskender, Persleri yenerek bütün İran ve Anadolu’ya hâkim oldu. İskender’in ölümü ile imparatorluk parçalandı. Bu bölge, Selevkos (Asya)İmparatorluğunun payına düştü. Bir müddet sonra Kapadokya Krallığının eline geçti.

M.Ö. 1. asırda Roma İmparatorluğu bütün Anadolu gibi bu bölgeye de hâkim oldu. Romalılar, İmparator Caligula’ya izâfeten Maraş şehrine “Germanikya” (Germanikea) ismini verdiler. M.S. 395 senesinde Roma İmparatorluğu parçalanınca Anadolu ile birlikte Maraş da Doğu Roma (Bizans)nın payına düştü. Bizanslılar devrinde Maraş mühim bir merkezdi. Bizans İmparatoru Üçüncü Leon Maraşlıdır.

Hazret-i Ömer’in halîfeliği zamânında 637 senesinde Maraş Hâlid İbnu’l-Velîd emrindeki İslâm ordusu tarafından fethedilerek İslâm topraklarına katıldı. 746’da Bizanslılar Maraş’ı işgal ettilerse de, ertesi yıl Emeviler Maraş’ı geri aldılar. Abbâsîler devrinde Bizanslılar, 754’te Maraş’ı kısa bir müddet işgal ve tahrip ettiler. Yine 778’de Maraş Kalesini muhâsara ettiler. Halîfe Hârûn Reşîd,Maraş yakınlarında Haruniye Kalesini inşâ ettirdi. Bu bölgenin savunmasına büyük önem verdi. 877 senesinde İmparator Birinci Basileios şehri muhâsara etti, fakat alamadı. 916’da Bizanslıların eline geçerek feci şekilde yağma edildi. Kısa bir müddet sonra Maraş, Müslüman Hamdânî emirlerinin eline geçti. Bizanslılar, 949’da Maraş’ı Hamdânîlerden aldılar. 952’de yine Müslümanların eline geçti. 962’de Bizans İmparatoru Nikeforos Fokas, Maraş’ı işgal etti. 992’de Türk kumandanı Bengü Tigin,Bizanslılara büyük zarar verdiyse de Maraş’ı geri alamadı.

1071 Malazgirt Zaferinden sonra, Anadolu Fâtihi ve Türkiye Selçukluları Devletinin kurucusu Birinci Süleymân Şah başkumandanlığındaki Selçuklu ordusu, Maraş’ı fethetti. Birinci Haçlı Seferinde Maraş ve civârı tekrar elden çıktı. 1097’de Gedefroy de Bovillon kumandasındaki Haçlı ordusu bölgeyi işgal ettikten sonra Maraş’ı piskoposluk merkezi yaptılar. 1100 Haziranında Antakya Prensi Bohemond Malatya’yı işgal için yürürken Maraş Ovasında Danişmendoğlu Gümüş Tigin’e yenildi ve esir düştü. Gümüş Tigin’in bu zaferinden sonra Maraş, Türklerin eline geçti.

Bizans İmparatoru Alexios Komnenos General Butimedes’i göndererek Maraş’ı yeniden işgal ettirdi. Haçlılar devrinde Maraş küçük bir Lâtin Senyörlüğü idi. Zengi HânedânındanTürk Atabeylerine vergi vererek varlığını devam ettiriyordu. 27 Kasım 1114’te Maraş’ta şiddetli bir zelzele oldu. 40.000 kişi öldü. 1136’da Danişmendoğulları bölgeye geldiler. Fakat Maraş’ı Haçlılardan alamadılar. 1138’de Türkiye Selçukluları Sultanı Birinci Mes’ud, Maraş önlerine gelerek Lâtin Senyörlüğünü vergiye bağladı. 1149’da İkinci Kılıç Arslan, Maraş’ı yeniden fethederek Türkiye Selçukluları sınırları içine kattı.

1151’de Halep Atabeylerinin eline geçen şehir, Kılıç Arslan tarafından geri alındı. 1156’da Ermeniler Maraş’ı basıp yağma ettiler. 1173’te Sultan İkinci Kılıç Arslan, Maraş’ı yeniden aldı. Bir müddet Zengîler ve Eyyûbîlerin kontrolünde kalan şehir 1248’de Selçuklu Sultanı Gıyaseddîn Keyhüsrev zamânında yeniden Selçuklulara geçti. Gıyaseddîn Keyhüsrev, Emir Hüsameddin Hasan’ı Maraş Vâlisi tâyin etti. Bu zatın oğlu ve iki torunu 50 sene Maraş’ı idâre ederek, şehri îmâr ettiler.

İlhanlıların Anadolu’yu istilasından faydalanan Ermeniler tarafından 1253’te işgal ve tahrip edilen Maraş, İlhanlılara (İran Moğollarına)tâbi olmak şartıyla Kilikya Hıristiyanlarının elinde kaldı. O târihte en güçlü İslâm devleti olan Mısır-Suriye Türk Memlûk imparatorluğu ordusu, Maraş’ı almak için geldi. 1292’de Maraş’ı geri aldılarsa da, az sonra Hıristiyanlar yeniden Maraş’ı işgal ettiler. 1297’de Maraş tekrar Memlûklerin eline geçti. Böylece Maraş’ta Hıristiyan hakimiyeti kesin olarak sona erdi. Moğol istilası sebebiyle Anadolu’ya göç eden Türk boyları, bilhassa Türkmen oymakları Maraş ve civarına iskân edildiler. Bunlardan en kuvvetli boy olan Dulkadiroğulları burada iki asır süren bir beylik kurdular. 10 bey hüküm sürdü (1337-1522). Önceleri Memlûk Türk İmparatorluğuna tabi oldular, 1381-1384 arasında Maraş, Memlûklerin elinde kaldı. Daha sonra Osmanlı Devletinin yüksek hâkimiyetini tanıdılar. Osmanlı Hânedânı ile akraba oldular. 1449’da şehzade Sultan Mehmed (Fâtih), Dulkadiroğullarından Sitti Hatunla evlendi. Sultan İkinci Murad Han’ın annesi de Dulkadiroğullarındandı. Yavuz Sultan Selim Hanın annesi Ayşe Hatun da, Dulkadiroğullarındandır.

Dulkadir Beyi Bozkurt Beyin kızı çok güzeldi. Şah İsmâil isteyince inancı bozuk olduğu için ona vermedi. Şah İsmâil Maraş’a geldi. Dulkadiroğullarının cesetlerini çıkarıp kemiklerini yaktı. Bozkurt Beyin 1 oğlu ve 3 torununu diri diri kızartıp askerlerine yedirtti. İran Şahı İsmâil Safevî’nin Maraş’a yaptığı bu kanlı seferi üzerine Yavuz Sultan SelimHan, ana tarafından dedesinin saltanat sürdüğü Maraş’ı (Dulkadir Beyliğini)Osmanlı Devletine bağladı ve Maraş, beylerbeylik (eyâlet) merkezi oldu. Şam, Halep, Gaziantep, Hatay, Urfa, Maraş’a bağlıydı.

Mısır Vâlisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa isyanında oğlu İbrâhim Paşanın 19 ay işgali altında kalan Maraş’ı 1840’ta İbrâhim Paşa boşalttı. Tanzimâttan sonra Maraş eyâlet merkezi durumunu kaybederek sancak merkezi oldu. Bir ara yine eyâlet merkezi olduysa da bir müddet sonra Halep vilayetinin üç sancağından biri oldu. Beş kazası vardı. On dokuzuncu asır sonlarında asırlardır devam eden dokumacılık ve dericilik sektörü çöktü. Birinci Dünyâ Harbi öncesinde Maraş’ın nüfûsu 75 binden 33 bine düştü ve bunun çok az miktarı Ermeni idi.

Birinci Dünyâ Harbinden sonra İngilizler Maraş’ı işgal ettiler ve Fransızlara verdiler. Fransızlar Maraş’taki Ermenileri ve Türkiye dışından, Avrupa’dan getirdikleri Ermenileri silâhlandırarak Türklere büyük zulüm yaptılar. Çocuk ve kadınlara kadar silâhlanan Maraşlılar, Fransız ve Ermenilere karşı kahramanca savaş vererek son derece üstün silâhlara sâhib olan düşmanı, Türk vatanından kovdular. 11 Şubat 1920’de Maraş düşman işgalinden kurtuldu.

İstiklâl Harbinde Kahramanmaraş’ın kahramanca mücâdelesi: Anadolu Fâtihi Süleymân Şahın 1071 Malazgirt Zaferinden kısa bir müddet sonra fethettiği Maraş’a Birinci Dünyâ Harbini müteakip Fransız Yüzbaşı Juli kumandasındaki Fransız işgal birlikleri ve beraberinde getirdikleri silâhlı Ermeni çeteleri girdiler. Ermeniler aşırı derecede taşkınlıklar yaptılar. Bu işgal hayâlî Ermeni devletinin kuruluş hamlesi idi. Söylenenlere göre; Ermeni ileri gelenlerinden Hırlakyan Agop’un konağında Guvernör Andre, bu Ermeninin torunu Helana’ya dans teklif edince, bu Ermeni kız; “Kalede Türk bayrağı dalgalandıkça teklifini kabul etmem.” der. Ertesi sabah Türk Bayrağı indirilince halk galeyana gelerek kaleye hücum eder. Fransız askerleri korkup kaçar. Halk Türk Bayrağını yerine asar. İşgalden iki gün sonra işgalci askerler, Uzunoluk semtinde hamamdan çıkan Türk kadınlarına sarkıntılık ederek; “Burası artık Türklerin değil. Fransız müstemlekesinde örtülü gezilmez!” diyerek kadınların örtülerini almaya çalıştılar. Olayı gören Sütçü İmâm; “Durun bre dinsizler, durun bre köpek soyları, bugün nâmus günüdür.” deyip düşmana ilk kurşunu (tabancası ile) sıkarak mücâdeleyi başlattı. Bir Fransız Ermenisi öldü, diğerleri kaçtılar. Doktor Mustafa Bey, Avukat Kısakürek Mehmed Ali Bey, Şehid Evliyâ Muallim Hayrulah Efendi, Türkoğlu Mustafa ve Yusuf Çavuş, Sütçü İmam’a katıldılar.

Cumâ namazını kılmaya gelenlere Ulu Câmi İmâmı Rıdvan Hoca; “Kalesinde bayrağı dalgalanmayan esir bir ülkede Cumâ namazı kılmak câiz değil. Sizin damarlarınızdaki asil Türk kanı o bayrağı yerine dikmeye hâizdir.” diyerek direnişi başlattı. Böylece 21 Ocak 1920 Çarşamba günü başlayan direniş, 11 Şubat 1920’ye kadar devam etti. 22 gün geceli gündüzlü can vererek, kan dökerek kazanılan 11 Şubat Zaferi, târihte rastlanan şehir savaşlarından apayrı bir özellik ve değer taşır. Kurtuluş Savaşında ilk destanı Kahramanmaraşlılar yazmıştır.

Târihte “Aslanlar Şehri” olarak bahsedilen Kahramanmaraş, dışardan hiçbir askerî yardım almadan düşman işgaline direnip kurtulduğu için 5 Nisan 1925’te TBMM, Kahramanmaraş’a “Kırmızı Şeritli İstiklâl Madalyası” vermiştir.

Kahramanmaraş destanı ile ilgili olarak Gustov le Bon; “Müslümanların bu harpte göstermiş oldukları şecaat ve cesaret, bir filozof için ibret alınacak bir derstir. Çünkü şimdiye kadar dünyâyı idâre etmiş olan din kuvvetinin, bugün dahi idare etmekte olduğunun bir delilidir.” demektedir.


www.turkcebilgi.com/kahramanmara%FE_tarihi/ansiklopedi sitesinden alıntıdır
 

kokplot

Onursal Üye
Kayıt
4 Mart 2010
Mesaj
936
Daha bitmediiiii.. biraz daha sabredin arkadaşlar güzel şeylerde var...:)



Eşsiz yemek kültürü bilhassa içli köftesiyle meşhur olan ilimizin, yemeklerini tadanlar bir daha unutamıyor...



Kahramanmaraş sofrasının zenginliği dillere destan. Keçi sütüyle yapılmış yoğurdu, meşhur kırmızıbiberi ve dünyaca ün yapmış dövme dondurması da cabası...

Kahramanmaraş'ta kültürel değerlerin bir öğesi de yemek ve tatlılardır. Kış için tarhana, bulgur, döğme, nişasta hazırlanır ve biber, patlıcan, kabak, bamya ve fasulye gibi yiyecekler kurutularak saklanır.

SOFRA KÜLTÜRÜ

Sofrada ilkin yemeğe erkekler başlar. Yemeğe Besmele çekilerek başlanır. Sofra başındayken dışardan gelen olduğu zaman misafir sofraya buyur edilir. Yemek yiyenler sofradan kalkmazlar. Sofrada yabancı bir misafir varsa eksiklikler göz-kaş işaretiyle istenerek tamamlanır, diğer zamanlarda seslenerek istenir. Sofrada misafir varsa misafir karnını doyurup kalkmadan sofradan kalkılmaz. Misafir yoksa karnını doyuran sofradan bir şeyler bahane ederek kalkar. Normal zamanlarda yemek duası yapılmaz, sofradan şükredilerek kalkılır. Bir topluluğa yemek veriliyorsa o zaman yemek duası yapılır. Eğer misafirliğe gidilmişse, yemekten kalkarken, ev sahibine: 'Kesene, ömrüne bereket' denilir.


461dh8.jpg
patlcankebabmy5.jpg


paaxd5.jpg
tarhana346nx2.jpg



www.sanalmaras.com/k-maras-yemekleri- sitesinden alıntı
 

kokplot

Onursal Üye
Kayıt
4 Mart 2010
Mesaj
936
dövme çorbası
143105827_c5517a4d7a_o.jpg


zeytin yağlı kuru dolma
dolmabo7.jpg


Tas Kebabı
dilekcetin1_TS_KBP_2.JPG



gül tatlısı
CIMG0542.JPG



www.okuyucu.org/f325/kahramanmarath-yoeresel-yemekleri sitesinden alıntıdır
 

kokplot

Onursal Üye
Kayıt
4 Mart 2010
Mesaj
936
YÖREMİZE HAS YEMEKLERİMİZDEN SADECE BİR KAÇI



* Tirşik çorbası Ekşili et kabak
* Tarhana çorbası Eşkilaye sulusu
* Ekşili çorba Nohut yahnisi
* Simit körftesi Söörme
* Kısır köftesi Tas pilavı
* Yavan köfte Acem (Havuçlu) pilavı
* İçli Köfte Fıstıklı pilav
* Çiğ köfte Çökelek böreği
* Bezdirme köftesi Bayram çöreği
* Ekşili köfte Yoğurtlu köfte
* Patlıcan dolması Kabak dolması
* Biber dolması Ekşili Kebab
* Ciğer Kebabı Yaprak Sarması
* Ekşili Bamya Patlıcan Kebabı
* Bulamaç Kuru Dolması
* Dövmeli Mercimek Çorbası Yoğurtlu Dövme Çorbası
* Pıt Pıt Lapası Bulamaç
* Kabak Lapası Sömelek Köfte
* Maraş Pilavı Dövme Aşı
* Tavuklu Pilav Peynirli Börek
* Saç Kavurması Külbastı
* Et Böreği Leğen Çorbası
* Bezdirme Bazlama
* Maraş Paçası Suluyağlı Köfte
* Yoğurtlu Kebab Mimbar Dolması
* İçli Köfte



TATLILARIMIZ

* Dondurma
* Harmanda Baklava
* İllende
* Hapısa
* Fıstık ezmesi
* Baklava
* Kadayıf
* Peynir helvası
* Un helvası
* Çullamatatlısı
* Un Sucuğu
* Pestil Sucuğu
* Samsa
* Bastık, pestil,kırma
* Un ve Pestil Sucuğu
* Baklava
* Fıstık Ezmesi



www.meleklermekani.com/akdeniz-bolgesi SİTESİNDEN ALINTIDIR
 

kardelenkurt

BAŞKAN
Yetkili Kişi
Admin
Doblo
Kayıt
3 Eylül 2009
Mesaj
5.639
Yaş
37
Adı
Murat Üresin
Kan Grubu
0 +
Şehir
Ankara
Meslek
Memur
Aracınız
Doblo
Modeli
20. Yıl Özel Seri
Motor
1.6 Multijet
Araç Yılı
2020
Renk
Siyah
maşallah maşallah çok güzel bir memleketimiz..Kahraman adını almaları bile yeter..

MARAŞ BİZE MEZAR OLMADAN
DÜŞMANA GÜLZAR OLMAZ
MARAŞ DONDURMASI OLSA DA YESEK *yummy*
 

kokplot

Onursal Üye
Kayıt
4 Mart 2010
Mesaj
936
teşekkür ederim kardelenkurt hemen dondurma ısmarlıyayım hemşeri sayılırız ne de olsa..:)

Maras_Dondurmasi_Karaman3.jpg
Maras_Dondurmasi_Karaman1.jpg


resimlerwww.karamanfirmalarrehberi.com/ozkahramanmarasbaklavavedondurmasalonu.asp sitesinden alıntıdır
 

DobloM

Fenomen Üye
Kayıt
7 Mart 2010
Mesaj
1.774
Adı
Hilmi
Kan Grubu
B RH +
Şehir
Muğla
Meslek
Elektronik Müh.
Modeli
Araç Yılı
2008
Renk
Füme
Bizi düşünen yokki hiç o_O
 

DobloM

Fenomen Üye
Kayıt
7 Mart 2010
Mesaj
1.774
Adı
Hilmi
Kan Grubu
B RH +
Şehir
Muğla
Meslek
Elektronik Müh.
Modeli
Araç Yılı
2008
Renk
Füme
Aç kalalım da açıkta kalmayalım :)
 

kardelenkurt

BAŞKAN
Yetkili Kişi
Admin
Doblo
Kayıt
3 Eylül 2009
Mesaj
5.639
Yaş
37
Adı
Murat Üresin
Kan Grubu
0 +
Şehir
Ankara
Meslek
Memur
Aracınız
Doblo
Modeli
20. Yıl Özel Seri
Motor
1.6 Multijet
Araç Yılı
2020
Renk
Siyah
kokplot tarafından yazılan metin:
teşekkür ederim kardelenkurt hemen dondurma ısmarlıyayım hemşeri sayılırız ne de olsa..:)

Maras_Dondurmasi_Karaman3.jpg
Maras_Dondurmasi_Karaman1.jpg


resimlerwww.karamanfirmalarrehberi.com/ozkahramanmarasbaklavavedondurmasalonu.asp sitesinden alıntıdır


gittim dondurma aldım yiyorum vadiye bakarak şimdi..
ama nerde maraş dondurması. Keçi sütünden tadı damağımda şimdi :D
 

DobloM

Fenomen Üye
Kayıt
7 Mart 2010
Mesaj
1.774
Adı
Hilmi
Kan Grubu
B RH +
Şehir
Muğla
Meslek
Elektronik Müh.
Modeli
Araç Yılı
2008
Renk
Füme
Maraştan var mı Doblocu? :D
 

kokplot

Onursal Üye
Kayıt
4 Mart 2010
Mesaj
936
hiç tvsiye etmem baklayı maraşta yemenizi.

birdaha asla başka yerde baklava yemeyeceksiniz. garanti ederim. helede baklavalı dondurma yediyseniz eywwaaahhh..:) hiç unutacağınızı sanmıyorum.*yummy*


ama maraşın kella paçası türkiyede en güzel yapılan yerdir. onuda imdilik söyliyeyim*yummy*