Gaziantep'in Şirin İlçesi Oğuzeli

m_ates27

Fenomen Üye
Doblo
Kayıt
18 Kasım 2014
Mesaj
2.855
Yaş
55
Adı
Mustafa ATEŞ
Kan Grubu
A RH +
Şehir
Gaziantep
Meslek
Zabıta Memuru
Aracınız
Doblo
Modeli
Dynamic
Motor
1.3 Multijet
Araç Yılı
2006
Renk
Safari Sarısı
Gaziantep'in Şirin İlçesi Oğuzeli'ni Tanıyalım

Eski adı ile Kızılhisar olan ilçemiz 01.01.1946 yılında ilçe olmasıyla birlikte yerleşim yeri halkına uygun olan adıyla adı Oğuzeli olarak değiştirilmiştir. İlçemizin “Kızılhisar” olan önceki adı kırmızı topraktan yapılan kerpiç evler ve hisar gibi yüksek duvarları nedeniyle kızılhisar adını almıştır. Gaziantep’in batı tarafında bir kızılhisar köyü daha vardır o nedenle aynı ad altında iki köy varken köyümüzün diğer köyden büyük olması nedeniyle adının başına “büyük” getirilmek suretiyle “büyükkızılhisar” denilmiştir.

BRZzOD.jpg


LYpDRz.jpg


LYpDRJ.jpg


BRZzWj.jpg


n5Al91.jpg


4ZLzQ0.jpg


Nüfusu Ve CoğrafiOğuzeli’nin nüfus yapısı İlçemizde hemen hemen hiç yabancı yoktur, şimdiye kadar göç almamıştır, devamlı göç vermiştir. İlçemizde görev yapan bazı memurlar ilçemize yerleşmiş olup bu oran % 1’i geçmez ayrıca halen görevli memur ve amirlerden önemli bir bölümü ilçe dışından gelmiştir, bunlar da genelde Gaziantep şehir merkezinde oturmaktadır. -Coğrafi yönü; Oğuzeli 650 km2 bir alan iken 1995 yılında Kilis’in il olmasıyla birlikte Elbeyli nahiyesi ve 33 köy ile 24 mezra ayrılarak elbeyli ilçesine bağlanmasıyla birlikte 474 km2’ye düşmüştür. Oğuzeli yüzölçümü bakımından dünyadaki 260 devletin 30 tanesinden büyüktür, tarıma elverişli alan yönünden ise 40 devletten büyüktür.

Tİcarİ YönüTicari yönü Kurutmalık; İlçemizde en yaygın olan tarım ürünlerinin başında kurutmalık gelmektedir, patlıcan, biber, kabak gibi ürünler iklim şartları nedeniyle en iyi kurutmalık ilçemizde üretilmekte olup Türkiye ve Dünyanın birçok ülkesine ilçemizden ihraç edilmektedir.Kavakçılık; ilçemiz güneydoğu bölgesindeki en yüksek hacimli kavak ticaretinin merkezi durumundadır, üretim, alım ve satım yapılmaktadır, önemli bir oranı da ihracata gitmektedir.Narcılık; 1970 yıllarda ticari olarak üretilen nar daha sonra bölgenin senbolü haline gelmiştir, 1992 yılına kadar üretimin % 80’i ihraç edilirken gün geçtikçe bu oran azaldığı gibi üretim de ona paralel olarak azalmıştır.


OĞUZELİNDE YAPİLAN NAR FESTİVALI

Nar Festivalinde Yapılan Aba Güreşleri (Er Meydanı)

89lzBn.jpg


g4k6aO.jpg


qm4vLZ.jpg


J7pD15.jpg


RbJD7Y.jpg


LYpDV0.jpg


A0AzRB.jpg


89lzp1.jpg


rmg1PP.jpg



Gaziantep Lehçesi


Aba altından değnek göstermek : Üstü kapalı sözlerle korku vermek, karşısındakine büyük bir zarar vereceğini dolayısıyla anlatmak.

Abaza kağıt, şeşhane möhür : Güzel kağıt üzerinde gösterişli mühür.

Acıdan karnı kurlar, başında nergis parlar : Fakir olduğu halde süste ve lükste zenginlerden geri kalmayan kimseler hakkında.

Adı kulağına değmiş : Şöhreti etrafa yayılmış.



Adam sandık eşeği, altına açtık döşeği; baktık adam değilmiş, altından çektik döşeği : İlkin değeri var sanılarak saygı gösterilen, sonra insan olmadığı anlaşıldığından artık yüz verilmeyen kimse hakkında.

Ağır canlı : Hantal, hareketi ağır ve yavaş.

Ağzında ayran durmaz olmak : Çok bitkin bir hale gelmek.

Ağzını döşürmek : Terbiyeye uymayan sözler söylemekten vazgeçmek.

Aklı yılık : Aklı az kaçıkça, tahtası eksik.

Alnına gün doğmak : İyi bir güne kavuşmak, bahtı açılmak, istediğine erişmek.

Anamın aşı, tandırımın başı : Burası yurdum yuvam, rahat ettiğim yerdir.

Anbel beter : Daha ziyade, daha beter.

Baş ağır, kulak sağır : Konuşulanı işitmez, söyleneni anlamaz.

Bargın badaşık mı? : Kalbin ona mı bağlı? Ondan ayrılamaz mısın?

Başı göl, ayağı sel : Başı boş istediği gibi gezip dolaşıyor.

Başına buturamak : Kendi başını yemek için taşkınlık etmek, kudurmak.

Baş kahıncı : Bir kimsenin başkası tarafından “Vaktiyle sen şöyle yapmıştın” diye utandırılmasına ve rahatsız edilmesine sebep olan şey.

Beli berk olmak : Güvenmek, emin olmak. Sonucu sağlam görmek.

Bıroh çağırmak : Meydan okumak.

Bir dahra vakti, bir mahra vakti Urum, Şam bir olur : Bir budama zamanında, bir de üzüm kesme zamanında gece gündüz bir olur. Bu yel böyle eser, bu yengeç de böyle kısarsa..

Zaman ve ahval böyle fena ve aksi gittikçe.. : Canı teze. Az ağrıya, küçük sıkıntıya şakaya dayanamayan

Cenah geçinmek : Zıt gitmek, geçinemeyip çekişmek.

Cin cücüğü gibi çığırmak : Çocuklar, ince ve yüksek sesle bağırmak.

Çapıt çirişi mi ?: O kadar çabuk bitecek bir iş değil.

Çok görmüş, çoban oynatmış : Çok bilmiş, feleğin çemberinden geçmiş, kurnaz, kalleş kimse.

Çirtim çirtim çirtinmek : Çok süslenip püslenmek.

Dağ dayısı, tavşan ammisi : Bildiği gördüğü hısımı akrabası çok.

Daldan eğme mi? Kökten sürme mi? : Sonradan mı bu hali kazanmıştır. İleriden berimi ve aslında mı böyledir.

Direzin sökmek : İki yer arasında devamlı gidip gelmek, mekik dokumak.

Düğüm çalmak : Düğümlemek, düğüm yapmak.

Elden ayrıksı : Elaleme benzemez şekilde.

Eli udumlu : Eli hünerli, eli işe yatar yakışır.

Er günüzken : Akşam karanlığı basmadan.

Et deyi kaptın balcan börkü çıktı : Değerli önemli sanarak ilgilendin, sonunda değersiz bayağı olduğunu anladın.

Gafılın kadaya uğramak : Hiçbir şeyden haberi yokken, ansızın bir belaya, bir iftiraya uğramak.

Gıcı gibi : Çok ufak. Gıcı gibi kar, gıcı gibi yazı.

Gidişmiyen yerini kaşımak : Para harcayıp yapılması gerek olmayan bir iş yapmak.

Hazırcaya hamıt : Kendisi çalışmadan başkasının çalışıp meydana getirdiğinden faydalanmak isteyen.

Haşılı yumuşak işi mi kalıyor : Biraz ayrılmasıyla ziyan olacak bir işi yok ya.

Hedede sedede geçmemek : Makbule geçmemek.

Himi bir : Maksat ve amaçları bir.

Ingılı mış, berk yapış : Ağır ağır ve gönülsüz şekilde yürüyen iş yapan kimsenin halini anlatmak için kullanılır.

İşmar avarası : Harekete geçmek için küçük bir işaret bekleyen.



Kabaklamayı yiyen gerdeğe girsin : İşin faydasını kim gördüyse sıkıntıya da o katlansın.

Karrah etmek : İstediği şeyi çok vererek bir kimseyi bolluk içinde bırakmak.

Kepir hış yatmak : Bir aradaki bir çok kimselerin hastalanarak hep beraber yatması.

Lorunu peynirini görmemek : Faydalı ve değerli bir adam olduğu söylenen kimsenin faydasını veya değerini belirtecek bir işini görmemek.

Mahana şahana : Bahane filan.

Mamuru mest etmek : Noksanını koymamak, çok güzel iş yapmak.

Marda bazar : Ölçmeden ve ayrı ayrı fiyat biçmeden , toptan bir fiyatla. Götürü.

Mercimeği yanın yuvarlamak : Suyu yokuşuna akıtmak.

Nazlı hanımın büzme çarığı : Çok nazlanan ve her şeyden çarçabuk alınan kimseler hakkında söylenir.

Ne deve yürüsün, ne çan seslensin : Ortalığı gürültüye verecek şekilde hareket etmeyelim ki bundan doğabilecek olaylara yer kalmasın.

Ne has? : Neden acaba ? Nasıl oldu da?

Ne ölü görmüş ağlamış, ne düğün görmüş oynamış : Yol yordam bilmez. Dünyadan habersiz yaşamış.

Ortalığı tahne pekmez etmek : Ortalığı karmakarışık etmek.

Okta sapanda durmamak : Çok yaramaz ele avuca sığmaz.

Öğünme çördük, seni de gördük : Öğünüyorsun ama, ne mal olduğunu daha evvel tecrübe ettik.

Öksüz öldü, kanı sındı : Sebep ortadan kalktığından aradaki hısımlık, yahut ortaklık dostluk da sona erdi.

Ölüsü gününde, tavuğu pininde : İşin vakti ve tavı iken.

Övünü tayını bellisiz : Vakitli vakitsiz rast gele yemek yiyen.

Özü dövmemek : Eli varmamak, kıyamamak.

Pabucuna taş kaçmak : Rahatını bozacak bir olay ortaya çıkması.

Paran börgünü (böğrünü) mü deliyor? : Sanki çok paran varda telef edecek yer mi arıyorsun?

Peştamal ıslandı : Bu işe bulaşılmak istenmiyordu. Fakat bulaşıldı, olacak oldu. Artık çekingen durmanın manası kalmadı.

Pisik de kavurga çiğniyor : O aciz de böyle önemli, başından büyük işlere karışıyor.

Sadakayı saraydan çıkarmamak : Bir kimsenin elinde olan karlı bir işi, başkalarına kaçırmayıp, kendi yakınlarını faydalandırması.

Safra sındırmak : Hafif bir kahvaltı etmek, açlığı azıcık giderecek bir şey yemek.

Sandıktaki sırtına sepetteki boğazına : Hiçbir şey arttırıp ayırıp bir tarafa koyamaz, ne kazanmışsa neyi varsa hepsini yer, giyer.

Say say da yerine taş koy : Filan kimsede şu kadar alacağım var, diye hesap ediyorsun. Bil ki eline bir şey geçmeyecek.

Sen ekilirken ben göcektim : Beni atlamak istiyorsun ama ben senden daha kurnazım.Biz kaçın kurasıyız?

Sıçra nalın parlasın : Ne fenalık yapabilirsen yap. Elinden geleni geri koyma.

Sırısı mı soyuluyor? : Güzelliğine ve yaldızına zarar gelmez ya!

Suhra savan : Baştan savma uydurma iş.

Südüne, halibine : Sütüne vicdanına, soyluluğuna havale ediyorum.

Süt hırası : Bebek iken anne sütünü uzun zaman veya bol ememediğinden cılız kalmış çocuk.

Süyükten yitmek : Sonucu şüpheli ve hatta tehlikeli bir iş için başkasını öne sürüp seyrine bakmak.

Tarma taht : Harap ve pejmurde bir halde.


Tas yitmiş (yitti), curunu başına kaldır : Ortalık karma karışık bir hale geldi. Kimsenin kimseden veya işten haberi yok. Usul düzen kalmadı.

Taş ergisi : Çok inatçı, sözünden ve yanlış fikrinden vazgeçirilemeyen kimse.

Tat dışlık vermemek : Rahat huzur yüzü göstermemek.

Tavşan yamaca geçti : İş işten geçti. Fırsat elden gitti. Düşman yenilmez hale geldi.

Tok karnına dokuz topak küfte : Çiğ köfteyi yemeye tokluk engel olamaz.İnsan tok da olsa dokuz topak yer.(topak: yumruk büyüklüğünde sıkım)

Tölebine gelmek : Bir kimse için uygun duruma gelmek, duruşu bakımından tutmasına kullanmasına uygun olmak.

Umdum umdum, geri yumdum : Bu güzel şeyden elime geçer diye bekledim, durdum. Fakat sonra elime geçmeyeceğini anlayarak ümidimi kestim.

Ut küşüm etmek : Birisini rahatsız etmemek için saygılı ve sıkılgan olmak.

Üstüne gök gürlememiş : Hiçbir şeyi umur etmez, kaygısız.

Vara varası, dura durası : Nihayet eninde sonunda.

Ver yiyeyim, ört yatayım, bekle canım çıkmasın : Kendisi çalışmayan, başkasının kendisi için çalışmasını ve hizmet etmesini bekleyen tembel, yerinden kımıldamaz, işe yaramaz kimseleri anlatmak için kullanılır.

Yağan yağmur sene yele yetmez : Mart ayına mahsus sözlerden. Çok rüzgar olduğundan yağan yağmuru savurur, kurutur anlamında.

Yağmur yağsa yaş değmez, dolu (döğüş) olsa tas değmez : Her türlü tehlike ve kazadan emin durumda.

Yavan tarhana : Sevimsiz, biçimsiz, tatsız kişi.

Yedik içtik, yüzden düştük : Başkasının evinde yiyip içtikten sonra kalkıp gidenlerin şaka olarak söyledikleri bir söz.

Yeldim yeldim yele verdim, emeklerimi sele verdim : Uğraştım çabaladım, bütün emeklerim boşa gitti.

Yılanı sen tuttun, gözüne ben bakayım : İşin tehlikesine sen atıl, faydasını ben göreyim.

Yüreği kalak kalak yağ bağlamak : İçine katmerli neşeler dolmak, büyük bir iç ferahlığı duymak.

Yüzüne gül suyu : Affedersiniz iğrendirici bir şey söylüyorum. (Dinleyenin yüzüne gülsuyu ve kolonya serpen bir nezaket anlatımıdır.)

Zabın alıcısı : Hep aciz ve zavallı kimseleri hırpalayan.

Zembil zümbül demeden bağı kesip kurtulmak : İkide birde küçük meselelerle rahatsız olmaktansa işi temelinden yoluna koymak.

Zubbu zeytin meydanda kalmak : Ortada tek başına kendisi kalmak, etrafında hiç kimse kalmamak.


Antepçe Siir :


Güçcükken kerçeden, büyüdü azdı
Kiyanın golcusu, çok düzenbazdı
Acı nevar diyen çuharlar gazdı
Neme gerek dendi, düşen çogaldı

Nesat dafar etmez, soypudur geçer
Sokranıp, çemkirir, taşgala biçer
Pınarı pisleyip, suyundan içer
Neme gerek dendi, pislik çogaldı

Çansız ata binen, eşşek beenmez
Patpatıyı gören ata da binmez
Tarla, bğda saplar, üzüm derlenmez
Neme gerek diyen, boydak çogaldı


Gom guyrukluk eder, bir balam çördük
Hane uluk, çoru, yer bulmaz gördük
Üstümüze kepen, düvarlar ördük
Neme gerek dendi, codar çogaldı


İpli tene atan, düzen kuruldu
Hösgütler ağladı, tebat bozuldu
Ahali gaz, tavık, pine gonuldu
Neme gerek dendi pinnik çogaldı


Geneyikli fırfırrısız, yaz geçti
Sogukta aşlaksız, ılık su içti
kendini guvarttı, bir kader seçti
Neme gerek deme, diyen azalsın


Kerçeden : Alay Eden

Kiya : Muhtar

Golcu : Köy Bekçisi

Acı nevar :Rica Ederim

Soyputma :Sıyırtma, teget geçme

Cansız at : Bisiklet

Patpatı : Motorsiklet

Gomguyruk : Burnu havada, kendini begenmiş, biraz dangalak

Hane uluk : Sözü çürük

Çoru : Sözü

Kepen : Yıkılan

Codar : Sakat, Kötürüm

İpli tene : Buğday tanesine ip bağlanıp kuş tutulur

Tebat : Davranış

Pin : Kümes

Aşlak : Soğuk ılık suyun karışımı



LAHMACUN


Nemrut emri erkek,dağlarda gezer
Ot toplar , av yapar , etini ezer
Eti , otu karar , hamura dizer
Kızgın taşta pişmiş , ilksin lahmacun

Beş Bağ maydanozdan, ayrılır yaprak
Taze veya kuru , yüz gram sarmısak
Bir kilo domates, kesip koyarak
Üç yüz gram dolmalık, biber lahnacun

Kendinden az ağlı, kaburga eti
Lahmacuna verir, tadı lezzeti
İki üç zırh ile, azdır zahmeti
Et sebze zırhlanır, harçtır lahmacun

Zebze kıyılırken , kıyma katılır
Bir kaşık salçayla, tuzu atılır
harcını yemeden , tada bakılır
Fırın tahtasında , tabda lahmacun


Arapçada lahm et, hamursa acun
Sebze et kıyılır, olunca macun
Et hamur birleşir, pide lahmacun
Limonda sıkarım, tatdır lahmacun


Bezirsiz patlıcan, soyar koyarım
Harcının içinde, iyice kıyarım
Bereketli, hafif, yiyip doyarım
Çok çesit gıdadır,yerim lahmacun


Orta hareretli, fırın ateşi
Az gevrek bişirse, bulunmaz eşi
Sogutmadan başlar, yerim dört beşi
Geneyikli ister, hafif lahmacun
 

mali_55

Onursal Danışman Yönetici
Yetkili Kişi
Onursal Danışman Yönetici
Başka Araç
Kayıt
4 Kasım 2011
Mesaj
5.136
Yaş
49
Adı
Mehmet Ali YALÇIN
Kan Grubu
A RH +
Şehir
Samsun
Meslek
memur (maliye)
Aracınız
Başka Araç
Araç Yılı
2011
Renk
gri
Abi maasallah belgesel gibi olmus...
 

m_ates27

Fenomen Üye
Doblo
Kayıt
18 Kasım 2014
Mesaj
2.855
Yaş
55
Adı
Mustafa ATEŞ
Kan Grubu
A RH +
Şehir
Gaziantep
Meslek
Zabıta Memuru
Aracınız
Doblo
Modeli
Dynamic
Motor
1.3 Multijet
Araç Yılı
2006
Renk
Safari Sarısı
@mali_55

Teşekkürler Elimden bu kadar geldi ancak
 

kardelenkurt

BAŞKAN
Yetkili Kişi
Admin
Doblo
Kayıt
3 Eylül 2009
Mesaj
5.640
Yaş
37
Adı
Murat Üresin
Kan Grubu
0 +
Şehir
Ankara
Meslek
Memur
Aracınız
Doblo
Modeli
20. Yıl Özel Seri
Motor
1.6 Multijet
Araç Yılı
2020
Renk
Siyah
maşallah harbi belgesel gibi teşekkürler paylaşım için

köyümü özledim şimdi :uzgnm:
 

mali_55

Onursal Danışman Yönetici
Yetkili Kişi
Onursal Danışman Yönetici
Başka Araç
Kayıt
4 Kasım 2011
Mesaj
5.136
Yaş
49
Adı
Mehmet Ali YALÇIN
Kan Grubu
A RH +
Şehir
Samsun
Meslek
memur (maliye)
Aracınız
Başka Araç
Araç Yılı
2011
Renk
gri
Varmi koy gibisi..
 

mali_55

Onursal Danışman Yönetici
Yetkili Kişi
Onursal Danışman Yönetici
Başka Araç
Kayıt
4 Kasım 2011
Mesaj
5.136
Yaş
49
Adı
Mehmet Ali YALÇIN
Kan Grubu
A RH +
Şehir
Samsun
Meslek
memur (maliye)
Aracınız
Başka Araç
Araç Yılı
2011
Renk
gri
IMG_79095734343879.jpeg IMG_79129164865879.jpeg IMG_79159966072879.jpeg IMG_79183365364879.jpeg IMG_79222391277879.jpeg

Koyunu ozleyenlere gelsin.. bunlar da bizim koyden..